Halil Kaya
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekci son dönemde artan İsrail-Filistin çatışmalarıyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Zeybekci, İsrail'in Filistin topraklarında yaptığı katliamları sert bir dille kınarken, aynı zamanda İsrail ile Türkiye arasında devam eden serbest ticaret anlaşmasına da dikkat çekti. Bu açıklamalar, Türkiye'nin dış politika ve ticaret ilişkilerindeki dengeleri üzerinde önemli bir tartışma başlattı.
Zeybekci'nin açıklamalarında vurguladığı ana nokta, İsrail'in Filistin topraklarında sivil halka yönelik gerçekleştirdiği saldırıları kınaması oldu. İsrail'in son dönemde Gazze ve Batı Şeria'da gerçekleştirdiği operasyonlarda yüzlerce Filistinlinin hayatını kaybetmesi uluslararası toplumda büyük tepki çekmiş ve pek çok ülke, İsrail'i sert bir dille eleştirmişti. Zeybekci de bu eleştirilere destek vererek, Türkiye'nin Filistin halkının yanında olduğunu bir kez daha vurguladı.
Ancak Zeybekci'nin açıklamaları sadece kınama ve eleştiriyle sınırlı kalmadı. Aynı zamanda İsrail ile Türkiye arasında var olan serbest ticaret anlaşmasına da değindi. Zeybekci, İsrail ile serbest ticaret anlaşmasının Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda yapıldığını ve bu anlaşmanın diplomatik ilişkilerle ayrı tutulması gerektiğini belirtti. Bu açıklamalar, Türkiye'nin İsrail ile ekonomik ilişkilerini siyasi gerilimlerden bağımsız olarak değerlendirmesi gerektiği yönünde bir mesaj içeriyordu.
Zeybekci'nin bu sözleri, Türkiye'nin dış politika ve ticaret ilişkilerinde nasıl bir denge politikası izlediği konusunda da çeşitli spekülasyonlara neden oldu. Bazı kesimler, İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarının Türkiye ile yapılacak ticaret anlaşmalarını etkilememesi gerektiğini savunurken, diğer taraftan ise İsrail'e ekonomik olarak destek vermenin Filistin halkına ihanet anlamına geleceğini dile getirdi.
Sonuç olarak, Nihat Zeybekci'nin İsrail ile serbest ticaret anlaşması hakkındaki açıklamaları, Türkiye'nin dış politika, uluslararası ilişkiler ve ekonomi alanlarındaki karmaşık denge politikalarını gözler önüne serdi. Bu konudaki tartışmaların ilerleyen dönemlerde de devam etmesi beklenirken, Türkiye'nin Orta Doğu'daki rolü ve ilişkileri gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır.
